Geçen akşam şu Özcan Deniz'in yeni filmi Su ve Ateş'te buldum kendimi.Bazı sahneleri pek sevmesem de genel olarak güzeldi. Londra'nın büyülü sokakları, göz alıcı mekanlar, romantizm kokan sahneler ve aşk dolu ve bir yandan da hüzünlü bir hikaye...Kan davası gibi sinir bozucu ama ülkemizin gerçeği detaylar da vardı tabi. Ahh o olmasaydı iyiydi. Duygusallıkta tavan yaptım o gün.Zaten balık burcu olarak duygusal yönüm baskın, bu filmde daha bir ortaya çıktı. Film konusuyla olduğu kadar, müzikleriyle de insanın ruhuna dokunan cinsten..Özellikle İrem Candar'ın seslendirdiği Bilmezdim hem müziği, hem de sözleriyle insanın içine işleyen ve insana geçmişte yaşadığı duyguları hissettiren bir parça olması ile dikkat çekiyor. Hadi bir dinleyelim!
Bilmezdim bu derdin seni yolundan
Beni solumdan edeceğini
Bilmezdim en sessiz yanımdan
Yağmuruna bulutlanıp temmuz gecelerinde
Fırtınalı sabahlarda kan terleyeceğimi
Bilmezdim çok yanlarımın
Az yanımla yetineceğini
Uzaklığının yakınlığım
Yakınlığımın uzaklara gönül vereceğini
Yoksa küs müsün bana
Dilime ikâmet edenim
Dargınsak eğer
Üç günü geçeli aylar oluyor haberin olsun
Ve burada yanık kokulu rüzgarlar çarpıyor yüzüme
Beni soluğumdan tutuyor üşümelerim
Boğazıma yapışmış sıtmalı kelimeler
En yakın sağda park’a çektiler kendilerini
Söz dinlemez oldu sözler
Adına sır diyorlar sevmelerin
Gürültülü harflerini sükûta izdivaç ediyorlar
Mahrem duygularını telveye terk ediyorlar yani
Yorulmadın mı dilimden sessiz çığlığım
Senin yerin dağınıklığım
Toparla kendimi..
Bu filme gitmek bir türlü kısmet oldu, paylaşımınız için teşekkürler :)
ReplyDelete